Ana içeriğe atla

2014 Dünya Kupası | B Grubu Genel İstatistikleri


B grubu maçlarının sonunda 3 karşılaşmada 3 galibiyet alan Hollanda grubu namağlup tamamlayarak bir üst tura çıkma hakkı kazandı. Hollanda ile birlikte bir üst tura adını yazdıran diğer takım 6 puan toplayan Şili takımı oldu. Son şampiyon İspanya'nın sadece 1 galibiyetle 3 puan topladığı grupta toplamda 22 gol atıldı. Herkesin hem fikir olduğu Tiki-taka 'nın işe yaramadığı bu grup mücadelesinde zevkli birbirinden güzel karşılaşmalar izledik.

Grup içerisindeki toplu sonuçlara bakacak olursak;

13 Haziran | İspanya 1-5 Hollanda (Alonso 27' pen | Robben 53' ve 80', v.Persie 44' ve 72', de Vrij 65') 
13 Haziran | Şili 3-1 Avustralya (Alexis 12', Valdivia 14', Beasejour 90'+ | Cahill 35')
18 Haziran | Avustralya 2-3 Hollanda (Cahill 21', Jedinak 54' pen | v.Persie 58', Robben 20', Memphis 68') 
18 Haziran | İspanya 0-2 Şili (Ch. Aranguiz 43', Vargas 20') 
23 Haziran | Avustralya 0-3 İspanya (D.Villa 36', Torres 69', Mata 82') 
23 Haziran | Hollanda 2-0 Şili (Fer 77', Memphis 90'+)

Grupta golsüz geçen tek bir karşılaşma olmadı. Birbirinden keyifli maçlar izledik. Hollanda'nın İspanya'yı bozguna uğratması ve Şili'nin İspanya karşısında kazanması grubun kaderini değiştiren etkenler oldu. Özellikle, Avustralya - Hollanda maçı da diğer karşılaşmar gibi çok keyifli geçti. Grup içerisinde sıkıcı geçen tek karşılaşma Avustralya - İspanya mücadelesi oldu. Aslına bakarsanız, İspanya'nın oynadığı futbolun sıkıcılığını diğer takımlar kapatmasını bildi. Robben, Memphis, v.Persie, Alexis, Cahill ve Vargas gibi isimler grup içerisinde ön plana çıkan isimler oldu.

Grup içerisinde takımlar neler yaptı? 

Grubun genelinde İspanya'nın %61,4'lük topla oynama yüzdesi hiçbir şeye yaramadı. Pasla oynama yüzdesinde de rakiplerinden önde olmaları da işe yaramayan bir diğer faktör oldu. Hollanda'nın 3'de 3 yaptığı grupta topla oynama yüzdesi ise; çok şaşırtıcı. 10 gol atmış ve grubu lider tamamlamış bir takımın diğer takımların gerisinde kalması çok ilginç.

Hollanda; Hollanda takımı maç başı %39,4'lük topla oynama yüzdesiyle grup aşamasını tamamladı. 13,7'lik maç başı şut ortalaması ve %77'lik de pas başarı yüzdesiyle grup maçlarında mücadele etti. 3 karşılaşmada 10 gol atıp kalesinde 3 gol gördü. Topla oynama yüzdesine baktığımız zaman bir çok karşılaşmada rakiplerinden geride oynayan Portakallar fakat inanılmaz bir hücum reaksiyonu göstererek; grubunu lider tamamlasını bildi. Özellike; Robben ve v.Persie ikilisinin yanında Memphis sürprizi takımı ileriye götürmeye yetti.

Şili; Şili takımı maç başı %56,6'lık topla oynama yüzdesiyle grup aşamasını tamamladı. 8,7'lik maç başı şut ortalaması ve %81,6'lık da pas başarı yüzdesiyle grup maçlarında mücadele etti. 3 karşılaşmada 5 gol atıp kalesinde 3 gol gördü. Kendileri için kader maçı olan, İspanya maçında ortaya koydukları harika mücadele ile rakibinin bir adım önüne geçmesini başaran Şili takımı için macera devam etmekte.

İspanya; İspanya takımı maç başı %61,4'lük topla oynama yüzdesiyle grup aşamasını tamamladı. 12'lik maç başı şut ortalaması ve %85'lık da pas başarı yüzdesiyle grup maçlarında mücadele etti. 3 karşılaşmada 4 gol atıp kalesinde 7 gol gördü. Hollanda maçında ortaya koydukları vasat futbol ve Şili karşısında rakibini iyi analiz edememeleri takımın turnuvaya erken veda etmesine yetti. Son oynadıkları Avustralya maçında turnuvaya veda galibiyetle veda ettiler.

Avustralya; Avustralya takımı maç başı %42,6'lık topla oynama yüzdesiyle grup aşamasını tamamladı. 9'luk maç başı şut ortalaması ve %79.4'lük de pas başarı yüzdesiyle grup maçlarında mücadele etti. 3 karşılaşmada 3 gol atıp kalesinde 9 gol gördü. Hollanda maçında ortaya koydukları harika performansı maalesef taçlandıramadılar. Önde götürdükleri karşılaşmada buldukları gollerin hemen arkasından yedikleri goller gruba veda etmelerini sağladı. Bana göre; İspanya takımından daha fazla renk kattılar.

Takımların genel olarak grup aşamasında gösterdiği performanslar bu şekilde. Hollanda ve Şili takımları istatiksel açıdan İspanya'nın gerisinde kalmalarına rağmen; takım oyunu ve mücadele gücü yüksek performanslarıyla bir üst turu hak ettiler. Özellikle, Hollanda takımının topla oynamak yerine hücum kuvvetini ön plana çıkartan futbolu kendileri adına işe yaramış görüntü çizdi. Avustralya maçında ölüp-ölüp dirilmelerinin sonucunu galibiyetle tamamladılar. Şili'nin İspanya karşısındaki harika futbolu ise; Hollanda ile bir üst tura çıkma adına yeterli oldu.

Peki, futbolcular grup aşamasında neler yaptı?

B grubu için en başarılı performansı; 3 gol ve 1 asistle Arjen Robben gösterdi demek mümkün. İnanılmaz 3 maç geçirdi. B.Munih ile ortaya koyduğu başarılı performansı Dünya Kupası'na da taşıdı. Grup içerisinde başarılı performans gösteren futbolcuların istatistiklerini verecek olursak;

A. Robben; 3 karşılaşmada 3 gol, 1 asist ve 3 kez maçın adamı seçildi. %76,8'lik başarılı pas yüzdesiyle grup aşamalarını tamamladı. 3.3'lük maç başı şut ortalamasının yanı sıra 3 karşılaşmada da 90 dakika sahada kaldı.

R.v. Persie; 2 karşılaşmada 3 gollük performans sergileyen v.Persie %56.8'lik başarılı pas yüzdesiyle grup aşamalarını tamamladı. 2 sarı kart ile son oynanılan Şili maçında forma giyemeyen v.Persie için; Robben ile takımını sırtladı demek mümkün.

Alexis Sanchez; Şili takımı için harikalar yarattı. 1 gol ve 1 asistlik performansının yanı sıra takımı için ortaya koyduğu mücade gözardı edilemez. %71,4'lük başarılı pas yüzdesinin yanında 1 karşılaşmada da maçın adamı seçilerek ödüllendirildi.

Gary Medel; Sanchez ile Şili takımın en iyilerindendi. Takımı için müthiş bir performans ortaya koydu. 3 karşılaşmada %93.2'lik pas yüzdesiyle grubun en iyi pas yüzdesine sahip ismi oldu. 1.3'lük top çalma yüzdesiyle de Şili adına 3 karşılaşmada yapılması gereken her şeyi yaptı.

Daley Blind; Robben ve v.Persie ile takımın en başarılı ismi oldu. 3 karşılaşmada 3 asist ve %88,7'lik başarılı pas yüzdesiyle harika bir grup aşaması geçirdi. Ayrıca, maç başı 5.3 top çalma yüzdesiyle de grubun en başarılı ismi olmayı başardı.

Memphis Depay; 2 karşılaşmada oyuna sonradan girmesine rağmen attığı 2 golle ve 1 asistle yıldızlaştı. %76,9'luk başarılı pas yüzdesiyle grup aşamasını verimli geçirdi. 0.5'lik top çalma yüzdesiyle de başarılı performansına katkı sağladı.

Tim Cahill; Avustralya adına takımın en iyisiydi. 2 karşılaşmada 2 gollük performans sergiledi. Gördüğü 2 sarı kart son karşılaşmada forma giymemesine neden oldu. Jedinak ile birlikte takımı için iyi bir turnuva geçirdiği söylemek mümkün.

Genel hatlarıyla ön plana çıkan isimlerin istatistiklerini sizlerle paylaşmaya çalıştım. İspanya takımına olan "nefretim" onlardan isim paylaşmamam için etkili oldu. Takım halinde bana göre kötü performans sergilediler. Hollanda takımından Vrij, Leroy Fer, Janmaat ve Vlaar ayrıca Şili takımından kaleci Claudio Bravo, Charles Araguiz, Mauricio Isla, Eduardo Vargas gibi isimlerin de grup içerisinde öne çıkan isimler olduğunu söylemek de mümkün. Bu futbolcuların da istatistiksel açıdan ortaya koydukları harika veriler mevcut. Fakat, ben daha fazla ön plana çıkan isimleri bir önceki grup incelemesinde söylediğim gibi sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.

Önder Ayhan Pektaş 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fenerbahçe Yeni Sezon Formaları / 2012-2013

2012/2013 Fenerbahçe Formaları  2012/2013 Efsane Çubuklu Forma   2012/2013 Arma Forma 2012/2013 Gölge Kanarya Forma

Arsenal İç Saha Forması / 2012-2013

 

Futbol Ve Siyaset İlişkisi

Siyaset ve spor ilişkisini farklı açılardan incelemek mümkün. Bunları kategoriler halinde incelemek bir hayli uzun yazılar ve vakit harcamamıza neden olabilir. Biz, siyaset - futbol ilişkisini 3 gerçek örnekle açıklayalım; Aslında herkesin çok yakından bildiği bir konu. Siyaset ve spor denildiği zaman akla İtalya'nın gelmesi çok doğal bir durum gibi gözükmekte. Her siyaset liderinin futbolla yakından ilgilenip bu anlamda büyük bir kitleye hitap etme çabası uzun senelerdir görülmüş, en kolay politika araçlarından biri olmuştur. Bunun en güzel örneğini; 1986'da AC Milan başkanlığına gelen medya patronu Silvio Berlusconi'yi gösterebiliriz. 1979'dan Berlusconi döneminin bir kısmını içeren sürekli rüşvet skandallarıyla çalkalanan AC Milan'ın bir Avrupa devi haline gelmesi ve bunun sonucunda Berlusconi'nin İtalya Başbakanlığı'na uzanan süreç en güzel örneklerden biridir. Berlusconi, AC Milan'ı ne kadar yükseğe taşıdıysa kendisi de siyasette o kadar mesaf