Ana içeriğe atla

Mersin İdman Yurdu 1-2 Fenerbahçe / STSL 6. Hafta

Mersin İdman Yurdu karşısında üst üste 12. deplasman galibiyetimizi aldık. Ve son oynadığımız 24 karşılaşmada 22 galibiyet ve 2 beraberlik topladık. Kimileri liderlikte "alfabetik" sıraya göre yer alsalar da gerçek lider koltuğunda oturmakta.

Yazılacak çok şey var. Fakat, benim bu kötü İstanbul gününde hiç bir şey yazasım gelmiyor. Kısa kısa geçecek olursak; Özer'in 46 metreden attığı müthiş gol, Bekir'in eli, Bienvenu'nun golü, Alex'in çıldırışı, Stoch'un gol kaçırma rekoru, Beto'nun golü, İbrahim Kaş'ın dirseği ve oyundan atılışı, Zurita'nın Emre'nin çeneye çalışması, Aykut Kocaman, taraftar, yağmur, yayın berbatlığı, lig tv, link tv ve 1-2... Galiba karşılaşmayı özetledim! Kendimce. Yazımızı, hocamız ve futbolcularımızın düşünceleri ile tamamlayalım;

Aykut Kocaman: “Galip ayrılmak son derce sevindirici”
"Zor bir maç geçeceğini biliyorduk. Hem oyun olarak hem de bireysel yetenekleriyle beraber etkili oldular. Ama maça golle başlayınca bizim için kolay oldu. İlk yarıda oyun ritmimizi bozan hava şartları oldu.Golden sonra son derece doğru işler yapıyorduk. Farkı arttırma durumundaydık ancak hakikaten anormal hava şartları söz konusu oldu. Bu iki takımı da etkiledi ancak oyunun yönünü bizim kalemize çevirdi. Fizik gücünü de kullanarak üzerimize geldi Mersin. İkinci yarı bizim adımıza büyük şansla başladı. Önce golü bulduk ardından kırmızı kart geldi. Oyun daha da rahat bir duruma geldi. Ama bundan sonraki dakikalarda son dönemdeki en sıkıntılı zamana doğru girdik. 
Bizim gol pası verme sevdasıyla kaptırdığımız toplarla Mersin İdman Yurdu tehlikeli oldu.Maçın uzatma dakikalarında gol yiyerek bizim için kolay gözüken bir maçı sıkıntılı bir şekilde bitirdik. Ancak 3 puan aldık, bu bizim için sevindirici."
Bienvenu: “Var gücümle çalışmaya devam edeceğim”
"Bugün çokça pozisyona girdim ama sadece birini değerlendirdim. Gelecek maçlarda değerlendirmek adına çok çalışmam gerekiyor bunu biliyorum. Sürekli çalışıyorum ve var gücümle çalışmaya devam edeceğim."
Özer: “Hayal ettiğim bir goldü”
"4 yıl önce Ankaraspor forması altında mücadele ederken, Fenerbahçe’ye karşı böyle bir gol denemem olmuştu. Volkan ağabey öndeydi ama top çok kötü gitmişti. Emre ağabey pası vermeden baktım Hakan ağabey ileride. İçime doğu vurdum ve çok güzel gol oldu. Küçüklüğümden beri hayal ettiğim bir goldü."
Mert: “Güzel maç oldu”
"Bu sezon ilk defa resmi maça çıktım. Takım olarak sakatlıklarla boğuşuyoruz. Güzel maç oldu. Son dakika yediğimiz gol olmasa daha güzel olacaktı. İlk yarı zorlu bir havada oynadık bir ara topu göremiyordum. İkinci yarı biraz daha iyi oynayabilirdik. Daha iyi olacağımızdan eminim" 
Kazasız belasız atlattığımız Mersin deplasmanından 3 puanla dönmek güzel. Şimdiki hedef; Samsunspor karşılaşması.  23 Ekim tarihinde sahamızda alacağımız galibiyetle, 27 Eküm'de oynayacağımız derbi için büyük bir moral ve avantaj yakalayacağımızı düşünüyorum. Samsunspor maçında görüşmek üzere. Bu arada, Mersin deplasmanından "nispet" yapanlara sesleniyorum. Sıra bizde... (Şaka bir yana desteğiniz için çok teşekkürler. Ağzınıza, yüreğinize, desteğinize ve ayaklarınıza sağlık.)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fenerbahçe Yeni Sezon Formaları / 2012-2013

2012/2013 Fenerbahçe Formaları  2012/2013 Efsane Çubuklu Forma   2012/2013 Arma Forma 2012/2013 Gölge Kanarya Forma

Arsenal İç Saha Forması / 2012-2013

 

Futbol Ve Siyaset İlişkisi

Siyaset ve spor ilişkisini farklı açılardan incelemek mümkün. Bunları kategoriler halinde incelemek bir hayli uzun yazılar ve vakit harcamamıza neden olabilir. Biz, siyaset - futbol ilişkisini 3 gerçek örnekle açıklayalım; Aslında herkesin çok yakından bildiği bir konu. Siyaset ve spor denildiği zaman akla İtalya'nın gelmesi çok doğal bir durum gibi gözükmekte. Her siyaset liderinin futbolla yakından ilgilenip bu anlamda büyük bir kitleye hitap etme çabası uzun senelerdir görülmüş, en kolay politika araçlarından biri olmuştur. Bunun en güzel örneğini; 1986'da AC Milan başkanlığına gelen medya patronu Silvio Berlusconi'yi gösterebiliriz. 1979'dan Berlusconi döneminin bir kısmını içeren sürekli rüşvet skandallarıyla çalkalanan AC Milan'ın bir Avrupa devi haline gelmesi ve bunun sonucunda Berlusconi'nin İtalya Başbakanlığı'na uzanan süreç en güzel örneklerden biridir. Berlusconi, AC Milan'ı ne kadar yükseğe taşıdıysa kendisi de siyasette o kadar mesaf