Ana içeriğe atla

Martin Palermo Veda Etti


Boca taraftarı için Maradona'dan sonra en fazla gönüllerde yer eden oyuncudur herhalde. La Plata doğumlu olan ve oranın en iyi takımı Estudiantes'te futbol yaşantısına başlayan Palermo, 97 senesinde efsaneleşeceği Boca Juniors'a transfer oluyor. Boca takımıyla çıktığı 1997-2000 senelerinde ki karşılaşmalarda ortaya koyduğu başarılı futboluyla (102 maç 81 gol) Avrupa'ya transfer oluyor. Villarreal, Real Betis ve Alaves gibi takımlarda forma giyen Palermo, Avrupa'da tutunamayan Arjantinliler arasına adını yazdırıyor.

Sonrasında 2004 senesinde tekrardan Boca'nın yolunu tutuyor. Ve futbol yaşantısının son dönemlerini sar-lacivertli kulüpte geçiriyor. 2004-2011 yılları arasında ki 7 yıllık süreçte 213 karşılaşmaya çıkan ve 111 gol atan Palermo, Boca efsaneleri arasında ki yerini alıyor.

Biz onu daha çok Arjantin Milli takımının Kolombiya ile oynadığı karşılaşmayla, 35 metreden attığı kafa golüyle, Arjantin'in 2010 Dünya Kupasına giderken yaşadığı sıkıntıyı son Peru karşılaşmasında attığı golle, 2000 yılında Real Madrid'i Kıtalararası Kupa'da mağlup ettikleri karşılaşmada attığı 2 golle ve son olarak da 2007 yılında İndependiente ağlarına orta sahadan attığı golle hatırlayacağız.

Benim beğenerek izlediğim ve iyi golcü diyebileceğim bir futbolcuydu. Artık, yavaş yavaş yaprak dökümleri başlıyor. Bakalım sırada hangi efsane isim futbola vedan edecek...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fenerbahçe Yeni Sezon Formaları / 2012-2013

2012/2013 Fenerbahçe Formaları  2012/2013 Efsane Çubuklu Forma   2012/2013 Arma Forma 2012/2013 Gölge Kanarya Forma

Arsenal İç Saha Forması / 2012-2013

 

Futbol Ve Siyaset İlişkisi

Siyaset ve spor ilişkisini farklı açılardan incelemek mümkün. Bunları kategoriler halinde incelemek bir hayli uzun yazılar ve vakit harcamamıza neden olabilir. Biz, siyaset - futbol ilişkisini 3 gerçek örnekle açıklayalım; Aslında herkesin çok yakından bildiği bir konu. Siyaset ve spor denildiği zaman akla İtalya'nın gelmesi çok doğal bir durum gibi gözükmekte. Her siyaset liderinin futbolla yakından ilgilenip bu anlamda büyük bir kitleye hitap etme çabası uzun senelerdir görülmüş, en kolay politika araçlarından biri olmuştur. Bunun en güzel örneğini; 1986'da AC Milan başkanlığına gelen medya patronu Silvio Berlusconi'yi gösterebiliriz. 1979'dan Berlusconi döneminin bir kısmını içeren sürekli rüşvet skandallarıyla çalkalanan AC Milan'ın bir Avrupa devi haline gelmesi ve bunun sonucunda Berlusconi'nin İtalya Başbakanlığı'na uzanan süreç en güzel örneklerden biridir. Berlusconi, AC Milan'ı ne kadar yükseğe taşıdıysa kendisi de siyasette o kadar mesaf