Ana içeriğe atla

Topuk Yaylası Ziyareti ve Sonrası

Sosyal platformda oluşturulan, bugünün yaşananlarına bir baş kaldırış olarak #onceyaylayasonracadde'ye oluşumu içinde dün bende vardım. Yorucu ve bir o kadar da stresli geçen bir senenin ardından tatil yapma kararı vermiştim. Fakat, bu oluşum süresi boyunca gitsem mi? gitmesem mi? soruları sorar oldum. Bu soruları sorup cevap vermem çok fazla uzun da sürmedi. Gitsem mi? Evet, "tatilimi iptal ediyorum" ve bende gidiyorum dedim.

Daha önceden aldığım uçak biletini ve tatil rezarvasyonunu iptal ettirmiştim. Bu iptal'in işsel de yanları vardı. Ama, büyük bir çoğunluğunu da #onceyaylayasonracadde'ye oluşumu ile ilgiliydi. Twitter ve facebook üzerinden gidecek grubumuz ve otobüsümüz hazırlanılmıştı bile. Herkes gibi ben de heyecanlanmıştım. Bu heyecan ne kadar kalabalık olur içindi. Ve Pazar günü Kadıköy Eski Salı Pazarı'nda gördüğüm kalabalıkla daha da arttı. Bir çok taraftar grubu ve münferit olarak taraftar otobüsleri yerlerini almıştı. Otobüsler haricinde de hususi araçları ile gelen Fenerbahçe taraftarları vardı. Gidiş için grubumuz ile buluştuk. Eski Salı Pazarı'nda buluşmamıza rağmen, otobüsümüz kalkacağı Kadıköy Evlendirme Dairesi'nin oraya doğru yürümeye başladık. Eski Salı Pazarı'nda olan otobüs yoğunluğunun birazı da orada vardı. Taraftarlar orada da kalabalık oluşturmuştu.

En sonunda artık gitme vakti gelmişti. İstanbul tayfası otobüste ki yerini almıştı. Güzel bir ortam oluşturduk hemen arka tarafta. Ve sohbetler başlamıştı. Ama, bu deplasmana giden bir ortam değildi. Konulara olan tepkilerimizi dile getiriyorduk. Adeta haykırıyorduk. Eeee bu sohbetin bir de eşlik edeni olmalıydı. Kısa bir süre sonra Maltepe'de bu sohbete eşlik edecek olan "alkol" otobüste ki yerini almıştı. Alkol alan almayan herkes güzel bir sohbete dalıp gitmişti. İçimizde ki hüznü biraz olsun azaltmak için tezahüratlarımızı etmeye başladık. Araya, bir kaç kez #ASSG sıkıştırsak da araçta bulunan bayan taraftarlar yüzünden tam da etkili olamadı.
Artık ikinci tayfayı almaya doğru devam ediyorduk. Kocaeli'nde bulunan arkadaşları da aldıktan sonra yolumuza devam ettik. Fakat, alkol'ün vermiş olduğu rahatlamayla neredeyse her yerde durma ihtiyacı duyuyorduk. Bu ihtiyaç (!) molaları da zaman kaybına neden oluyordu. Fakat, bizle birlikte ve biraz önce çıkmış olan taraftar grublarından çok fazla geri kalmadığımızdan rahat davranıyorduk. Yolculuk son sürat devam ediyor ve otobüste çok güzel bir ortam vardı. En sonunda Topuk Yaylası tesislerine giden yola girmiştik. (Eğer bir gün tesisleri ziyaret etmek isteyenler olursa; onlar için yol tarifi olarak otobanı takip ettikten sonra Düzce/Kaynaşlı sapağından içeriye girmeleri yeterli olacaktır diyebilirim.) Yol köy yolları olduğu için çok kötüydü. Zaman zaman ufak da olsa iyi sayılabilecek bir mesafe olsa da genel itibariyle hem dar ve toprak yoldu. Düzce/Kaynaşlı sapağından sonra 1 saatlik bir yolculukla ulaşılan bir tesis. Ama, yol boyunca köy halkının desteği, küçük çocukların ellerinde ki Fenerbahçe bayrakları bizleri sevindirmeye yetmişti. Özellikle, bir ufak kız çocuğunun defter yaprağına sarı-lacivert renkler boyuyarak bayrak havası katması da hüzünlendirdi.
Sonunda Topuk Yaylası'na varmıştık. Daha önce giden taraftarlarla birlikte artık takıma destek vermeye hazırdık. Tezahüratlar, meşaleler, basına tepki, oyunculara sevgi, birazcık küfür vardı. Çok yoğun bir ilgi olduğundan futbolcuları görmek bazen zor anlar yaşatıyordu. Görmek önemli değildi. Oraya gidip, o havayı soluyup takıma destek vermek benim için yeterliydi. Çok fazla bir süre kalamadık. Çünkü, Caddebostan'da ki yürüyüş için geri dönmemiz gerekiyordu. Bunun için diğer taraftar gruplarının da olduğu otobüslerden önce yola çıkmak şarttı. Çünkü inanılmaz bir trafik bizi bekliyordu. Bunun için otobüste ki yerimizi aldık ve yolumuza devam ettik. Geri dönüş yolculuğu da dönüş kadar iyiydi. (Tesis ile ilgili izlenimimi paylaşacak olursak; MÜTHİŞ.) Türkiye'de böyle bir tesis olduğunu hiç düşünmüyorum. Yol problemi ufak bir problem. Bu da zamanla çözülecek bir sorun. Yol sorunu dışında en ufak bir kusur yok.

Gelelim, Caddebostan yürüyüşüne. Biz yolculuğumuzun geç sürmesi nedeniyle yürüyüşe Göztepe'den katılabildik. Ve yürüyüşe katılmamızdan bi 10 dakika sonra Aziz Yıldırım'ın tutuklandığı haberini aldık. Taraftar çok tepkiliydi. Bu tepki sonrasında yürüyüşün "köprü'ye" devam edeceği söylendi. Köprü yolunda ön grupla aramızda mesafe olmasından dolayı arayı kapatmak için hızlı olmak lazımdı. Yürüyüş sırasında herkes vardı. 7'den 70'e herkes yürüyüşteydi. Bu sırada geliş yolunda #ACAB gözüktü. Zırhlanmışlar, hepsi birer Robocop gibilerdi. Gaz maskelerini taktıkları anda zaten neler olacağı belli olmuştu. Aramızda bayanlar, çocuklar ve yaşlılar vardı. Yapmazlar (!) diye düşünüyordum. Bu düşünme düşüncemin sadece %1'ini içeriyordu. Ve en sonunda olan oldu sesler gelmeye ve ardından da "gaz bombaları" taraftarların arasına atılmıştı. Rüzgarın'da ters yönden etkisiyle "gaz bombası"'nın etkisi daha da artmıştı. Gözlerini açamayanlar, bayılanlar, nereye kaçtığını bilmeyenler, ufak çocukların ağlamaları vardı... Herkes bir tarafa kaçışıyordu... Sonra kendimizi E-5'te bulmuştuk. Fakat, #ACAB rahat durmuyordu. Yüzlerce aracın olduğu yere de gaz bombası atmaya devam ettiler. Dün bize attılar, yarın ve diğer günler de sizlere de atmaya devam edecekler.
Güzel başlayan gün, ne yazık ki Uzunçayır'a yediğimiz "gaz bombaları" ile bitmişti. Fakat, yine her zaman dile getirdiğimiz gibi "Fenerbahçe" demeyi unutmadık.

Günün özeti; Kadıköy, Eski Salı Pazarı, Kadıköy Evlendirme Dairesi, Taraftar, Alkol, Dostluk, Gebze, Kocaeli, Tursan Dinlenme Tesisleri, Tekeller, Düzce, Küçük Fenerbahçeliler, Köy Halkı, Topuk Yaylası, Aykut Kocaman, Futbolcular, Tezahürat, Basın, Bostancı, Taksi Şöförü, Göztepe, Yürüyüş, Kızıltoprak, Yaşlılar, 7-8 yaşında ki Çocuklar, ACAB, Gaz Bombası ve Maltepe...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fenerbahçe Yeni Sezon Formaları / 2012-2013

2012/2013 Fenerbahçe Formaları  2012/2013 Efsane Çubuklu Forma   2012/2013 Arma Forma 2012/2013 Gölge Kanarya Forma

Arsenal İç Saha Forması / 2012-2013

 

Futbol Ve Siyaset İlişkisi

Siyaset ve spor ilişkisini farklı açılardan incelemek mümkün. Bunları kategoriler halinde incelemek bir hayli uzun yazılar ve vakit harcamamıza neden olabilir. Biz, siyaset - futbol ilişkisini 3 gerçek örnekle açıklayalım; Aslında herkesin çok yakından bildiği bir konu. Siyaset ve spor denildiği zaman akla İtalya'nın gelmesi çok doğal bir durum gibi gözükmekte. Her siyaset liderinin futbolla yakından ilgilenip bu anlamda büyük bir kitleye hitap etme çabası uzun senelerdir görülmüş, en kolay politika araçlarından biri olmuştur. Bunun en güzel örneğini; 1986'da AC Milan başkanlığına gelen medya patronu Silvio Berlusconi'yi gösterebiliriz. 1979'dan Berlusconi döneminin bir kısmını içeren sürekli rüşvet skandallarıyla çalkalanan AC Milan'ın bir Avrupa devi haline gelmesi ve bunun sonucunda Berlusconi'nin İtalya Başbakanlığı'na uzanan süreç en güzel örneklerden biridir. Berlusconi, AC Milan'ı ne kadar yükseğe taşıdıysa kendisi de siyasette o kadar mesaf