Ana içeriğe atla

Fenerbahçe - İstanbul B.B / Maç Öncesi

Trabzonspor'un Eskişehirspor karşısında kaybettiği puandan sonra takımımız için Bucaspor karşılaşması ayrı bir önem kazanmıştı. Galibiyet'ten başka bir sonuç düşünülemezdi. Alınacak galibiyetle puanlar eşitlenecek ve çoğu insana göre avantaj Fenerbahçe'ye geçecekti. Biz taraftarlar olarak Bucaspor karşısında alacağımız galibiyeti düşünmeye başlamıştık. Daha önceden aldığımız kararla, Buca Deplasmanı'nda takımımızı da yalnız bırakmak istemiyorduk.

Maça kötü başlamıştık. İçimizde bir "acaba" düşüncesi hakim olmuştu. Ama, Emre'nin attığı golle bu düşünce biraz olsun hafiflemişti. İkinci yarıda ise, yediğimiz golle endişemiz artmıştı. Çünkü, takımımız iyi oynamıyordu. Artık toparlanma zamanıydı. Ardından gelen gollerle şampiyonluk şarkıları söylemeye başlamıştık. Ama, ortaya konulan futbolu herkes bir tarafa koymuş ve şampiyonluk havasına girmişti. Bucaspor karşısında kazanmak, bu akşam oynanılacak olan Belediye maçının önemini arttırdı.

İ.B.B karşısında stadda inanılmaz bir atmosfer olacağı kesin. Tüm biletlerin satıldığı ve tam kapasite bir destek olacağını biliyoruz. Taraftar desteğini üst seviyede gösterecek. Yapılması gereken tek şey ise; galibiyet. Galibiyet demişken, maçı nasıl alırız? sorusu geliyor akıllara. Çünkü son bir kaç haftadır iyi oynayan futbolcular, bir sonra ki karşılaşmada tel-tel dökülüyor. Bunun örneklerini verecek olursak, Caner'i söyleyebilirim. Bir maçı bir maçını tutmuyor. Bucaspor maçında yerine oyuna giren Stoch hücum yönünden kendisinden daha başarılı olarak, takımımızın hücum organizasyonlarında yeterli seviyede katkı sağladı. Bu durumda Aykut hocanın da kadro kurmakta zorlanacağı aşikar. Fakat, orta alanda ki önlibero görevini yapan Baroni'yi keseceğini düşünmediğimden bu karşılaşmada da Caner'in sol kanatta görev alacağını söyleyebilirim. Büyük bir ihtimal, Bucaspor karşısına çıkan ilk 11'imiz bu karşılaşmada da sahada olacak.

Bu karşılaşmada ki en büyük artımız, kendi sahamızda ki senelerdir süre gelen başarılı performansımız. Taraftarıyla birlikte bütünleşen takımımız, son senelerde kendi sahasında ki performansıyla çoğu takım karşısında korkulu rüya olmuştur. Son olarak iç sahada oynadığımız karşılaşmalara bakacak olursak, 2011 yılı itibariyle şuana kadar hiç mağlubiyet görmedik. Kaldı ki Türkiye Kupası mücadelesinde Gençlerbirliği'ni 2-1 yendiğimiz karşılaşmadan bu yanada kalemizde gol görmüyoruz. Gol atamadığımız tek karşılaşmada "deli" olduğumuz Bursaspor karşılaşması. Bu güzel tabloya bir yenisini eklemek oyuncularımızın elinde. Çıkıp, sarı-lacivert forma için en iyi mücadeleyi sahaya yansıtmak zorundalar. İnanıyorum ki bugün alacağımız galibiyetle hem puansal olarak hem de psikolojik olarak öne geçeceğiz.

Buca Deplasman Günlüğü
Bucaspor - Fenerbahçe 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fenerbahçe Yeni Sezon Formaları / 2012-2013

2012/2013 Fenerbahçe Formaları  2012/2013 Efsane Çubuklu Forma   2012/2013 Arma Forma 2012/2013 Gölge Kanarya Forma

Arsenal İç Saha Forması / 2012-2013

 

Futbol Ve Siyaset İlişkisi

Siyaset ve spor ilişkisini farklı açılardan incelemek mümkün. Bunları kategoriler halinde incelemek bir hayli uzun yazılar ve vakit harcamamıza neden olabilir. Biz, siyaset - futbol ilişkisini 3 gerçek örnekle açıklayalım; Aslında herkesin çok yakından bildiği bir konu. Siyaset ve spor denildiği zaman akla İtalya'nın gelmesi çok doğal bir durum gibi gözükmekte. Her siyaset liderinin futbolla yakından ilgilenip bu anlamda büyük bir kitleye hitap etme çabası uzun senelerdir görülmüş, en kolay politika araçlarından biri olmuştur. Bunun en güzel örneğini; 1986'da AC Milan başkanlığına gelen medya patronu Silvio Berlusconi'yi gösterebiliriz. 1979'dan Berlusconi döneminin bir kısmını içeren sürekli rüşvet skandallarıyla çalkalanan AC Milan'ın bir Avrupa devi haline gelmesi ve bunun sonucunda Berlusconi'nin İtalya Başbakanlığı'na uzanan süreç en güzel örneklerden biridir. Berlusconi, AC Milan'ı ne kadar yükseğe taşıdıysa kendisi de siyasette o kadar mesaf