Ana içeriğe atla

Eskişehirspor 1-3 Fenerbahçe / 09.04.2011


Fenerbahçe bu zorlu deplasmandan 3 puan çıkartarak, yarın oynanılacak Galatasaray – Trabzonspor maçını beklemeye geçti. Caner, Niang ve Semih’in gollerine karşılık ev sahibinin golü Batuhan Karadeniz’den geldi. Fenerbahçe maç fazlasıyla liderlik koltuğuna otururken, yarın oynanılacak Galatasaray – Trabzonspor maçını beklemeye geçti.

Karşılaşmaya değinecek olursak, karşılaşmaya hızlı başlayan taraf Eskişehirspor takımı oldu. Seyirci desteği ve evinde oynamanın vermiş olduğu özgüvenle rakip sahada daha kalabalık gözükmeye başladılar. Maçın 8. dakikasında Alper’in geliştirdiği atakta sağ kanatta topla buluşan Burhan güzel bir orta yaparak, Batuhan’ın Eskişehirspor’u 1-0 öne geçiren golü atmasında yardımcı oldular. Golden sonra toparlanan ve rakip kalede gol arayan Fenerbahçe golden iki dakika sonra soldan Caner’in geliştirdiği atakta Alex’in topunda tekrar buluşan Caner, defans hatasını da değerlendirerek beraberlik golünü kaydetti. Bu golün pasını veren Fenerbahçe kaptanı Alex, Süper Lig kariyerinde ki 100. asistini yapmış oldu. Beraberlik golünden sonra tempolu başlayan karşılaşma daha fazla tempo kazanmaya başladı.

Fenerbahçe takımı beraberlik golünden sonra galibiyeti aramaya başladı. Neticesin de Alex’in karşılaşmada ki ikinci asistiyle Niang golü buluyordu. Fenerbahçe galibiyet golünü bulduktan sonra oyuna iyice ağırlığını koymaya başladı. İlk 30 dakika da 170 pas yapan sarı-lacivertliler skoru koruma amaçlı daha fazla ve sabırlı bir şekilde pas yapmaya başladı. Bu süre içerisinde Emre ve Baroni ile 2. Bölge de pas trafiğini kontrol altına alıyorlardı. 2-1 önde olan Fenerbahçe takımı Alex’in iki kafa vuruşundan da faydalanamadı. Bu vuruşlarda önce ki 2 gol de hatası olan kaleci İvesa hatalarını telafi etme fırsatı buldu. Ama, yediği iki gol de fazlasıyla hatalıydı. İlk yarının goller dışında ki en önemli anı ise, Eskişehirspor defans oyuncusu Diego’nun oyundan çıktıktan sonra ki göz yaşları oldu. Sakatlıktan yeni kurtulmasına rağmen, bu önemli karşılaşmada takımını yalnız bırakmadı.

İkinci yarıda oyun temposunda biraz olsun düşüş görüldü. Fenerbahçe takımının yine pasa dayalı oyunu vardı sahada. Emre’nin, Baroni’nin ve Mehmet’in orta alanda ki mücadeleci futbolları, Eskişehirspor’un oyununu etkiliyordu. Bülent Uygun’un ikinci yarı Pele ile oyuna başlaması, ilk yarıda ki Eskişehirspor orta sahasını biraz olsun canlandırdı. Ama, son haftalar da formu artan Baroni, orta alanda Fenerbahçe’nin iyi direnen oyuncularının başında geliyordu. Emre’nin de sakatlıktan yeni çıkmış olmasına rağmen oyundan çıktığı ana kadar 8923 metre koşması da iyiye işaretti. İkinci yarıda oyun kontrolünü elinde bulunduran Fenerbahçe, defansında da Yobo ve Gökhan Gönül ile tehlikeli atakları kesiyordu. Eskişehirspor adına ikinci yarıda ki tehlikeli pozisyon Batuhan’ın kafa vuruşunda direkten dönen vuruş oldu. Bunun dışında çok fazla önemli pozisyon yoktu. Oyunun son anlarına doğru Niang’ın kaçırdığı gol pozisyonun ardından yerine giren Semih, Gökhan’ın ortasında şansının da yardımıyla, kalçasıyla topu rakip filelere göndererek, Fenerbahçe’nin 3. Golünü kaydediyordu.

Genel olarak, Bursaspor maçında ki beraberlik sonrasında oyuncuların moralleri ve şampiyonluğa olan inançları iyi seviyedeydi. Maç öncesinde Dia ve Selçuk’un sakatlıklarından dolayı, bir çok muhtemel 11 ileriye sürüldü. Benim açımdan tek sevindirici nokta, asıl mevkiisin de oynayan Caner’in performansı oldu. Eskişehirspor karşısında bana göre sahanın en iyi oyuncusuydu. Mücadele gücü ve ataklarda ki etkinliği ile iyi işler çıkardı. En azından, Aykut hocamızın Caner’in kanadında kullanmayı denediği Özer’den çok daha iyi bir performans gösterdi. Bundan sonra da umarım bu şekilde devam eder. Ama, Caner’in bu performansının üzerine katarak devam etmesi gerekir. Dia iyileştikten sonra forma şansı bulması biraz da yabancı kontenjanına bağlı olacak.

Artık önümüz de Gaziantepspor karşılaşması var. Güzel bir dinlenme ve ardından sahamızda konuk edeceğimiz rakibimizi de geçtiğimiz taktir de yolumuz daha da açılacaktır. Bir sonra ki Gaziantepspor karşılaşmasında görüşmek üzere…

Not: Foto için, http://taraftardudugu.blogspot.com/ 'dan MeS arkadaşımıza teşekkür ederiz. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fenerbahçe Yeni Sezon Formaları / 2012-2013

2012/2013 Fenerbahçe Formaları  2012/2013 Efsane Çubuklu Forma   2012/2013 Arma Forma 2012/2013 Gölge Kanarya Forma

Arsenal İç Saha Forması / 2012-2013

 

Futbol Ve Siyaset İlişkisi

Siyaset ve spor ilişkisini farklı açılardan incelemek mümkün. Bunları kategoriler halinde incelemek bir hayli uzun yazılar ve vakit harcamamıza neden olabilir. Biz, siyaset - futbol ilişkisini 3 gerçek örnekle açıklayalım; Aslında herkesin çok yakından bildiği bir konu. Siyaset ve spor denildiği zaman akla İtalya'nın gelmesi çok doğal bir durum gibi gözükmekte. Her siyaset liderinin futbolla yakından ilgilenip bu anlamda büyük bir kitleye hitap etme çabası uzun senelerdir görülmüş, en kolay politika araçlarından biri olmuştur. Bunun en güzel örneğini; 1986'da AC Milan başkanlığına gelen medya patronu Silvio Berlusconi'yi gösterebiliriz. 1979'dan Berlusconi döneminin bir kısmını içeren sürekli rüşvet skandallarıyla çalkalanan AC Milan'ın bir Avrupa devi haline gelmesi ve bunun sonucunda Berlusconi'nin İtalya Başbakanlığı'na uzanan süreç en güzel örneklerden biridir. Berlusconi, AC Milan'ı ne kadar yükseğe taşıdıysa kendisi de siyasette o kadar mesaf