Ana içeriğe atla

2014 Dünya Kupası | D Grubu Genel İstatistikleri


Herkesin merakla beklediği hatta çoğunluğun (ben de dahil) Kosta Rika'yı sonuncu yaptığımız ve grupta liderliğin son maç Uruguay - İtalya maçıyla belirleneceğini düşündüğümüz D grubunda inanılmaz şeyler oldu. 12 golün atıldığı çok ilginç bir grup mücadelesini geride bıraktık. Kosta Rika'nın lider -evet evet lider- çıktığı Uruguay'ın ikinci çıktığı bir grup. İngiltere ve İtalya'nın kupaya veda ettiği bir grup. Yaza yaza bitirilecek bir grup değil. Kosta Rika "namağlup" çıktı ölüm grubu diye adlandırılan bu gruptan.

Grup içerisindeki toplu sonuçlara bakacak olursak;

14 Haziran | Uruguay 1-3 Kosta Rika (Cavani 24' pen | Campbell J. 54', Duarte 57' ve Urena 84')
14 Haziran | İngiltere 1-2 İtalya (Sturridge 37' | Marchisio 35' ve Balotelli 50')
19 Haziran | Uruguay 2-1 İngiltere (L.Suarez 39', 85' | Rooney 75')
20 Haziran | İtalya 0-1 Kosta Rika (B.Ruiz 44')
24 Haziran | İtalya 0-1 Uruguay (D.Godin 81')
24 Haziran | Kosta Rika 0-0 İngiltere

Kosta Rika - İngiltere maçı dışında golsüz sonuçlanan karşılaşmanın olmadığı D grubunda Kosta Rika, İtalya ve Uruguay karşısında aldığı sürpriz galibiyetlerle 6 puan topladı. Son oynadıkları İngiltere karşılaşmasında da bir puan alarak namağlup grup aşamasını tamamladı. Uruguay ise, Kosta Rika mağlubiyetlerinin dışında bana göre İtalya ve İngiltere'ye göre bir adım önde futbol oynadı. Son oynadıkları İtalya maçında ortada geçen mücadelede Godin ile gol bularak bir üst tur şansını elde etti.

Grup içerisinde takımlar neler yaptı? 

D grubunda içerisinde lider Kosta Rika rakiplerine karşı istatistiksel açıdan çok geride kaldı. Mücadeleci güçleri ön plana çıkan ve yakaladıkları fırsatları değerlendiren Kosta Rika ölüm grubundan sıyrılmasını bildi. İtalya ve İngiltere'nin gruptan çıkan Kosta Rika ve Uruguay'a göre daha iyi dereceler elde ettiğini söylemek mümkün.

Kosta Rika; Kosta Rika takımı %42,5'lik topla oynama yüzdesi ve rakip kaleye 9.3'lük ortalama şut çekme performansıyla oynadı. %77,4'lük pas başarı yüzdesiyle; rakip ağlara 4 gol bırakırken kalesinde 1 gol gördü.

Uruguay; Uruguay takımı %45,4'lük topla oynama yüzdesi ve rakip kaleye 10.3'lük ortalama şut çekme performansıyla oynadı. %74,1'lik pas başarı yüzdesiyle; rakip ağlara 4 gol bırakırken kalesinde 4 gol gördü.

İtalya; İtalya takımı %57,7'lik topla oynama yüzdesi ve rakip kaleye 11'lik ortalama şut çekme performansıyla oynadı. %89,2'lik pas başarı yüzdesiyle; rakip ağlara 2 gol bırakırken kalesinde 3 gol gördü.

İngiltere; İngiltere takımı %54,4'lük topla oynama yüzdesi ve rakip kaleye 12,7'lik ortalama şut çekme performansıyla oynadı. %85,1'lik pas başarı yüzdesiyle; rakip ağlara 2 gol atıp kalesinde 4 gol gördü.

Takımların genel olarak performansını sizlerle paylaşmaya çalıştım. Kosta Rika diğer takımlara göre çok daha kötü bir performans ortaya koymuş gibi görünse de sahaya yansıttığı tam tersiydi. İtalya ve İngiltere takımları ise; Uruguay ve Kosta Rika'ya göre daha iyi performans göstermiş gibi görünse de başarısız sonuçlar almaktan kurtulamadı. Kosta Rika ve Uruguay rakiplerine göre sahada daha doğru ve sonuca giden futbollarıyla ön plana çıktılar.

Peki, futbolcular grup aşamasında neler yaptı?

Grup içerisinde çok fazla ön plana çıkan isim olmadı. A-B-C gruplarına göre daha ortada geçen futbolcu savaşı direkt olarak takımlara da yansıdı. Fakat, bir isim söylemek gerekirse ben liderden Joel Campbell'i seçerim. 3 karşılaşmada 1 gol ve 1 asistlik performansıyla diğer rakiplerine göre bir adım öne çıktı diyebiliriz. Çok fazla uzatmadan ön plana çıkan bir kaç futbolcuyu sizlerle paylaşayım.

Joel Campbell; 3 karşılaşmada 1 gol, 1 asist ve 1 kez de maçın adamı ödülünü kazandı. Ayrıca, %75,4'lük de başarılı pas performansıyla da Kosta Rika adına yapılması gereken her şeyi yapmış oldu.

Giancarlo Gonzalez; Kosta Rika adına defansif anlamda çok büyük işler yaptı. 2.7'lik top çalmanın yanı sıra güven veren defansif duruşunu bir karşılaşmada maçın adamı seçilerek taçlandırdı.

Diego Godin; A.Madrid ile harika bir sezon geçiren Godin, Uruguay'ın bir üst tura çıkmasını gerektirecek gole imza atarak diğer futbolculardan sıyrılıp ön plana çıktı.

Keylor Navas; Kosta Rika adına kalede güven veren Navas'ı da ön plana çıkan futbolcular arasında göstermemek olmazdı.

Luis Suarez; 2 karşılaşmada 2 gollük performans sergiledi. Oynadığı zaman ne kadar tehlikeli bir golcü olduğunu gösterdi. Fakat, attığı goller veya ortaya koyduğu iyi performans yerine son karşılaşmada Chiellini'yi ısırmasıyla konuşulacak.

Dediğim gibi D grubu için çok fazla ön plana çıkan futbolcu olmadı. Böyle sürpriz sonuçların çıktığı bir turnuva izlemek harika. Özellikle; CONCACAF ve CONMEBOL'in ne kadar baskın olduğunu söylemek mümkün. Avrupa futbolunun bana göre bir adım önünde oldukları turnuva gerçekleşiyor. Bir üst turda Kosta Rika'nın neler yapabileceğini bekleyeceğiz. Ayrıca, Luis Suarez için FİFA'nın soruşturma başlatması ve ceza alma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünürsek; Uruguay'ın işinin bir üst turda işinin zorlaştırabileceğini söylemek mümkün.

Önder Ayhan Pektaş 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fenerbahçe Yeni Sezon Formaları / 2012-2013

2012/2013 Fenerbahçe Formaları  2012/2013 Efsane Çubuklu Forma   2012/2013 Arma Forma 2012/2013 Gölge Kanarya Forma

Arsenal İç Saha Forması / 2012-2013

 

Futbol Ve Siyaset İlişkisi

Siyaset ve spor ilişkisini farklı açılardan incelemek mümkün. Bunları kategoriler halinde incelemek bir hayli uzun yazılar ve vakit harcamamıza neden olabilir. Biz, siyaset - futbol ilişkisini 3 gerçek örnekle açıklayalım; Aslında herkesin çok yakından bildiği bir konu. Siyaset ve spor denildiği zaman akla İtalya'nın gelmesi çok doğal bir durum gibi gözükmekte. Her siyaset liderinin futbolla yakından ilgilenip bu anlamda büyük bir kitleye hitap etme çabası uzun senelerdir görülmüş, en kolay politika araçlarından biri olmuştur. Bunun en güzel örneğini; 1986'da AC Milan başkanlığına gelen medya patronu Silvio Berlusconi'yi gösterebiliriz. 1979'dan Berlusconi döneminin bir kısmını içeren sürekli rüşvet skandallarıyla çalkalanan AC Milan'ın bir Avrupa devi haline gelmesi ve bunun sonucunda Berlusconi'nin İtalya Başbakanlığı'na uzanan süreç en güzel örneklerden biridir. Berlusconi, AC Milan'ı ne kadar yükseğe taşıdıysa kendisi de siyasette o kadar mesaf