Ana içeriğe atla

Fenerbahçe 2012-2013 Sezonu Transferleri / Dirk Kuyt

18 yaşında Utrecht'te profesyonel anlamda futbol kariyerine başlayan Kuyt, 5 sene gibi kısa bir süre içerisinde Hollanda'da "Altın Ayakkabı ve Hollanda Kupası" zaferlerine ulaşmış. 2002-2003 sezonunda yaşadığı başarılar sonrasında Hollanda'nın köklü kulüplerinden biri olan Feyenoord'un yolunu tuttu... Ardından gelen Hollanda'da Yılın Futbolcusu ödülüyle birlikte 2 sene oynadığı Feyenoord'dan Liverpool'un yolunu tuttu. 1 milyon euro civarına gittiği Feyenoord'dan 10 milyon euro gibi bir ücrete Liverpool'a transfer olmayı başardı.

Hollanda'dan gitmeden önce, "Ben burada mutluyum fakat Premier Lig'de de oynamak isterim" açıklaması yapıyordu. Prof. kariyeri boyunca Hollanda'da çıktığı 261 lig maçını 122 golle tamamlıyordu. Sonrasında Liverpool macerası başlıyordu. 6 sezon geçireceği Liverpool takımında 208 kez forma şansı bulan Kuyt sadece 51 gol atabiliyordu. Fakat, attığı gol sayısından çok takım için ortaya koyduğu mücadele ile dolu-dolu 6 sezon Anfield tribünlerinin sevgilisi olmayı başardı.

Misyonunu tamamladığı Liverpool'dan ayrılma zamanı geldiğinde, Türkiye'de kimsenin aklına Kuyt'ın herhangi bir takımımıza geleceği düşünülmüyordu. 5 aylık transfer görüşmeleri sonrasında Kuyt'ın tercihi sarı-lacivertli takım olmuştu. Bir sezonda 10 gol atmasa bile takım için ortaya koyacağı (hiç şüphem yok) mücadele ile tüm taraftarın sevgilisi olacağına inanıyorum. Yeni sezonda Fenerbahçe için mücadele edecek olan Mr. Duracell'e hoşgeldin diyebiliriz...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fenerbahçe Yeni Sezon Formaları / 2012-2013

2012/2013 Fenerbahçe Formaları  2012/2013 Efsane Çubuklu Forma   2012/2013 Arma Forma 2012/2013 Gölge Kanarya Forma

Arsenal İç Saha Forması / 2012-2013

 

Futbol Ve Siyaset İlişkisi

Siyaset ve spor ilişkisini farklı açılardan incelemek mümkün. Bunları kategoriler halinde incelemek bir hayli uzun yazılar ve vakit harcamamıza neden olabilir. Biz, siyaset - futbol ilişkisini 3 gerçek örnekle açıklayalım; Aslında herkesin çok yakından bildiği bir konu. Siyaset ve spor denildiği zaman akla İtalya'nın gelmesi çok doğal bir durum gibi gözükmekte. Her siyaset liderinin futbolla yakından ilgilenip bu anlamda büyük bir kitleye hitap etme çabası uzun senelerdir görülmüş, en kolay politika araçlarından biri olmuştur. Bunun en güzel örneğini; 1986'da AC Milan başkanlığına gelen medya patronu Silvio Berlusconi'yi gösterebiliriz. 1979'dan Berlusconi döneminin bir kısmını içeren sürekli rüşvet skandallarıyla çalkalanan AC Milan'ın bir Avrupa devi haline gelmesi ve bunun sonucunda Berlusconi'nin İtalya Başbakanlığı'na uzanan süreç en güzel örneklerden biridir. Berlusconi, AC Milan'ı ne kadar yükseğe taşıdıysa kendisi de siyasette o kadar mesaf