Ana içeriğe atla

Altyapı'nın Zaferi!


Bir video paylaşım sitesinde geriye dönüş Şampiyonlar Ligi finallerini izlerken, 1995 yılında ki Ajax - Milan arasında oynanılan karşılaşması gerçekten futbol açısından ve daha geniş bir pencereden baktığımızda tarihte ki yerini almıştı.



Futbol tarihinde model olarak Ajax altyapısı herkes tarafından örnek alınıyordu. Baktığımız zaman Hollanda'nın 1988'te Batı Almanya'da düzenlenen Avrupa Şampiyonasında SSCB'yi finalde yenerek kupaya uzanmasının ardından zaten bu altyapının ne kadar kuvvetli bir şekilde geldiği ozamanlardan belliydi. Bu kupanın ardından 26 yıl sonra Kupa 1'de zafere ulaşırken zafer altyapı hocalarına aitti. Ajax'ın dönemin kadrosunda bulunan oyuncuların yerli olması, hocanın yerli olması ve sadece yaş ortalamasının 23 olması da Hollanda ekolüne büyük bir katkı getirmişti. Luis Van Gaal'in 23 yaş ortalaması olan bir takımı namağlup bir şekilde kulüp düzeyinde Avrupa'nın en büyük kupasını kazandırması da ayrı bir konu.


Viyana'da Ernst Happel Stadyumu'nda oynanılan finalde Van Gaal'in öğrencileri dönemin fiyakalı takımı Capello yönetiminde ki Milan'ı devirerek kupaya uzanırken. İşin enteresan yanı da finalin oynanıldığı stadyum. Avusturyalı futbol adamı Ernst Happel, Hollanda futbolunda Kupa 1'i kazanan tek takım olan Feyenoord'un teknik drektörlüğünü yapmıştı. Ezeli rakibinin bu kupayı kazanırken teknik drektörlerinin adının verildiği stadyumda zafer kazanması da bir anlamda ezeli rakibinden öc almak gibi birşeydi.


Gelelim ozaman ki kadroya, kalede Hollanda tarihinin en fazla milli olmuş futbolcusu olan Erwin Van der Sar vardı. Savunmada daha 22 yaşında ki Reiziger vardı. Ortaya koyduğu savaşçı ve mücadeleci oyunuyla gözden kaçmıyordu. Neticesinde de Barcelona gibi bir kulübe gitmesi de ödülü sayılmalıydı. Efsanevi kaptan Danny Blind'de kadrodaydı. Ajax'ın altyapısından olmasa da Ajax'lıların gönlünde taht kurmuş olan kaptan Sparta Rotterdam takımından alınmıştı. Herkesin yakından tanıdığı ülkemizde Galatasaray forması giyen Frand de Boer de o efsanevi kadroda ki yerini almıştı. Van der Sar'dan sonra en fazla milli olan De Boer'in yolunun İstanbul'a düşebileceğini ozaman kimseler tahmin edemezdi. İstanbul'a yolu düşenlerden biri de on yedi yaşında Ajax'ta oynamaya başlayıp yedi sezon forma giydikten sonra Milan'a Gullit-Van Basten ve Rijkaard şeytan üçlüsünü tamamlayama giden Rijkaard'a ne demeli... Kariyeri başarılarla dolu olan Frank'in sarı fare Cruyff gibi Hollandalıların ikinci adresi olan Barcelona'yı da çalıştırmasına ne demeli... Geçelim biraz da orta sahaya. 3 ayrı takımla Şampiyonlar Ligi'ni kazanmış bir futbolcu Clarence Seedorf, finalde sadece 19 yaşındaydı. Ortaya koyduğu üstün başarı ile Real Madrid ve Milan'la da bu büyük kupayı kazanma başarısı göstermişti. Karşılaşmada bir yabancı, bir Finlandiyalı Litmanen'i de es geçmek olmaz. Finlandiya tarihinin en iyi oyuncusu seçilen Litmanen de bir çok kulüp dolaşmıştı. Fakat onun "evim" diye nitelendirdiği Ajax bir başkaydı. Litmanen'in yerine oyuna giren 19 yaşını doldurmamış Kluivert golü atmıştı. Milan ve Barcelona gibi kulüplerin formasını giyen Hollanda futbolunun yetiştirdiği yeteneklerden biriydi kendisi. Van Gaal'in "pitbull'u" Davids. Zamanın orta saha oyuncularından akılda kalan isim. Surinam asıllı olmasına rağmen o kendini Hollanda futboluna adamıştı. Afrika'dan Amsterdam Limanı'nda demirleyen George Finidi. Zamanın en süratlı kanat oyuncularından biri olarak tarih sayfalarında ki yerini almıştı. Son olarak da kadro'nun bir diğer kanat oyuncusu olan Mark Overmars. Wıllem II'den transfer olan genç yetenek, sürati ve kabiliyetleriye Hollanda futbolunda ki yerini çoktan almıştı. Arsenal'de gösterdiği üstün performansla Barcelona'ya uzanan yolculuğu da başarılarının halkalarından biriydi sadece. Ama sakatlıklar yüzünden bir türlü eski düzeye gelemeyerek, doktorların futbolu bırak çağrısına uydu ve futbolu erken bırakan Hollandalı futbolcular arasında ki yerini almıştı.


Kupa'yı kazanan takımın kadrosu:
Edwin van der Sar
Michael Reiziger
Danny Blind
Frank Rijkaard
Frank de Boer
Clarence Seedorf
Jari Litmanen (Patrick Kluivert)
Edgar Davids
Finidi George
Ronald de Boer
Mark Overmars


Bir değişik takımdı Ajax. Hala daha öyle. Şuanda bile yetiştirdiği yetenekler futbol'un büyük kulüplerinde boy göstermekte. Futbol'un altyapıdan başladığını ve önceliğin sürekli altyapıları verilmesi gerektiğini sürekli gözler önüne seren Ajax'ın bu anlayışını görmezden gelmek Dünya'nın en aptalca seçimi olmuştur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fenerbahçe Yeni Sezon Formaları / 2012-2013

2012/2013 Fenerbahçe Formaları  2012/2013 Efsane Çubuklu Forma   2012/2013 Arma Forma 2012/2013 Gölge Kanarya Forma

Arsenal İç Saha Forması / 2012-2013

 

Futbol Ve Siyaset İlişkisi

Siyaset ve spor ilişkisini farklı açılardan incelemek mümkün. Bunları kategoriler halinde incelemek bir hayli uzun yazılar ve vakit harcamamıza neden olabilir. Biz, siyaset - futbol ilişkisini 3 gerçek örnekle açıklayalım; Aslında herkesin çok yakından bildiği bir konu. Siyaset ve spor denildiği zaman akla İtalya'nın gelmesi çok doğal bir durum gibi gözükmekte. Her siyaset liderinin futbolla yakından ilgilenip bu anlamda büyük bir kitleye hitap etme çabası uzun senelerdir görülmüş, en kolay politika araçlarından biri olmuştur. Bunun en güzel örneğini; 1986'da AC Milan başkanlığına gelen medya patronu Silvio Berlusconi'yi gösterebiliriz. 1979'dan Berlusconi döneminin bir kısmını içeren sürekli rüşvet skandallarıyla çalkalanan AC Milan'ın bir Avrupa devi haline gelmesi ve bunun sonucunda Berlusconi'nin İtalya Başbakanlığı'na uzanan süreç en güzel örneklerden biridir. Berlusconi, AC Milan'ı ne kadar yükseğe taşıdıysa kendisi de siyasette o kadar mesaf